Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dünyanın en bilinçli eroinmanı olabilirdi" :)
Bir gün, bana seks yapamayacak hale geldiği zaman eroine başlayacağını söylemişti. Ama dikkatli ve planlı davranacaktı. Yeryüzünde geçirebileceği süreyi hesaplayıp bu zaman içinde damarlarına sokacağı doz sayısını belirleyecekti. Ve o an sahip olduğu para dozlara yetecek kadarsa eroine başlayacaktı. Albert düşeceği yeri hesaplayanlardandı. Batı Avrupa asaleti uyuşturucu krizlerinde köpürmesini engellerdi. O da, kendi ülkesi vatandaşlarının bir özelliği olan muhasebeci gözüyle bakıyordu hayata. Dünyanın en bilinçli eroinmanı olabilirdi.
Dünya’nın var olduğu da, başlangıçta birinin düşüncesiydi. Belki Tanrı’nın! Belki de başka bir gücün. Ama mutlaka, bu dünyanın da düşünce aşamasında olduğu bir zaman vardı.
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Gülümsüyordu yine bana bakarken. Mutluluk buydu. Gülerken dondurulmuş ve hep öyle duran bir yüz.
Ve o zamanlar bile müzik dinlemek benim için bir boş zaman değerlendirmesi değil gerçek bir uğraştı. Genellikle bulunduğum yerin karanlık olmasını sağlardım. Müzik dinlerken bütün ruhumu notalara ve sözlere verebilmem için gözlerimi kapatmam şarttı. Dikkatli dinlemek için göz kapatmaya, körlerin bizden daha iyi duyduklarını öğrendiğim zaman başlamıştım. Ve o günlerden sonra hayatımın bütün karanlık koridorlarından geçerken de gözlerimi kapalı tuttum. Daha iyi dinlemek, daha iyi koklamak için
Bir zamanlar, Absolut şişelerinin değişik modellerinin toplandığı bir katalog görmüştüm. Ve dünyada kendine böylesi gereksiz işler yaratabilen insanlar varken neden bu denli işsizlik var, diye düşünmüştüm. Çünkü bir şişe ister kadın, ister kova şeklinde olsun, muhakkak bir deliğe sahip olması gerekiyordu... Ve biliyordum ki, gerçekte işe yarayan tek kısmı da oydu...
Unutma ki ölmekte olan bir zihni yeniden hayata çağırıyorsun.
Reklam
Zaten acıya ve yalana ne kadar dayanabileceğimi hep merak etmişimdir. Aslında sadece birkaç yıl merak ettim çünkü bir gece aynaya baktığımda, kıpkırmızı gözlerim bana bütün dünyayı ve iğrençliklerini hazmedebileceğini söylemişti.
"Gidiyorum." Sonra bir zarf istedim. "Kayra, 'Ne kadar yalnızsan o kadar uzağa gidersin. Ne kadar terk edersen o kadar ölürsün!' demiştik. Hatırlarsın... Seni Abidjan'daki otel odanda gördüğün rüyalardan uyandırdığım için pişman değilim... Ama bil ki, zihnin cehennemindir. Sonsuza kadar yaşayacak. Senin gibi. Öldüğünde ise, sen orada olmayacaksın ne yazık ki!"
Sayfa 206Kitabı okudu
İnsanlar ağlamalı. Dünya, üstündekileri kusturacak kadar hızlı dönmeli. Perde aralanıp içeriye kanın soğuk kokusu yayılmalı.
Sayfa 124Kitabı okudu
Çok uzaklarda biri sanki yüksek bir kayadan kendini bu suya bırakmış gibi oluyor. Böylece o kadar da yalnız olmadığını düşünüyorsun. Küfrediyorsun kendine. Tırnaklarınla elde ettiğin yalnızlığının bozulacağını düşünerek yaşamak en büyük ihanet. Ama sonra kendini düşünüyorsun. İhanet edilecek kadar var mısın? “Boş ver!" deyip yorganı çekiyorsun kafana. Uyumuşsun. Artık ne Kayra var, ne Kinyas, ne de hayat... Rüya. Su gibi. Her şekli alan, geçmişi olmayan. Uyanıyorsun. Terlemişsin. Dudağına şakaklarından uzanan tuzlu su hatırlatıyor rüyanı. “Su!” diyorsun. "Tek gerçek!" Sonra tekrar uyuyorsun. Aslında ne, kim, nasıl, neden sorularından artakalan, dünyanın dibindeki pisliğin içinden gelip yeryüzüne çıkmış, kendine satıcı arayan bağımlı gibi dolanan o soru var aklında: "Ne fark eder?" "Hiçbir şey!" diyorsun. Yeniden uyumak için gözlerini kapatırken.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.